Çarşamba, Mayıs 1, 2024
Ana Sayfa Blog Sayfa 4

El Bilek Artroskopisi Kienböck

Dirsek Artroskopisi

Protez Enfeksiyonu

ORTOPEDİK (PROTEZ) ENFEKSİYONLARIN EN AZA İNDİRGENMESİ AMACI İLE ALINABİLECEK ÖNLEMLER:

 

a-      Protez cerrahisi (ameliyattan) önce yapılabilecekler:

1-      Hasta protez cerrahisinden önceki son iki hafta beslenmesine dikkat etmelidir.

2-      Sigara ve alkol, mümkünse protez cerrahisinden 30 gün önceden kesilmelidir. Cerrahi sonrası tekrar kullanım önlenemiyorsa; en azından yara iyileşmesi süresince (14-20 gün) kullanılmaması sağlanmalıdır.

3-      Vücudun her hangi bir bölgesinde saklı kalmış, gizlenmiş mikrop odağı var ise tespit edilmelidir. Buna ‘İnfeksiyon odağı araştırması’ adı verilmektedir. Bu amaçla yapılabilecekler aşağıda listelenmiştir. Bu tetkiklerin hepsinin her hastada yapılması gerekmez. Hangi hastada hangi tetkikin yapılacağına cerrahi girişimi uygulayacak hekiminiz karar verir.  

a-      TİT (tüm idrar tetkiki), sonucuna göre idrar kültürü yapılabilir.

b-      Kronik sonda ile protez cerrahisine girilmemelidir. Sonda kolonize, enfekte kabul edilmelidir.

c-      Ağız hijyeni kontrol edilmelidir. Çürük diş, apse vb tedavisi yapıldıktan sonra protez cerrahisi uygulanması daha uygun olur.

d-      Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları tedavi edilmelidir (enfekte ekzema, folikülit).

e-      Tam kan sayımı (hemogram), lökosit sayısı, Sedimantasyon ve CRP değeri bakılabilir.

f-       Burun sürüntü örneği (tartışmalı): Burun deliğinden kulak çubuğu benzeri bir aletle sürüntü alınır. Bu örnekte stafilokok adı verilen bir bakteri gözlenir ise antibiyotik tedavisi başlanır (baktrim (2×1 tb) +  Rifampin 300 mg (1×2 tb)).  10 gün süreli tedavi sonrası hasta ameliyata alınır.

4-      PROFİLAKSİ: Cerrahi uygulama öncesi enfeksiyon oluşma olasılığını en aza indirme amacı ile hastaya antibiyotik verilmesi işlemidir. Ameliyattan 30-60 dakika önce, sefazolin 2 g infüzyon (damar yolu) ile yapılmalıdır. Klinikte veya ameliyathanede MRSA (daha tehlikeli bir bakteri) enfeksiyonu açısından sıkıntı/şüphe mevcut ise teikoplanin 400/800 mg infüzyon (damar yolu) ile uygulanabilir.

5-      Antibiyotik turnike şişirilmeden önce verilmelidir. Cerrahi işlemin uzaması (yaranın açık kalma süresi), kan kaybının fazla olması durumunda (uygun kültür ortamı) sefazolin 2-3 saat ara ile teikoplanin ise 6-12 saat ara ile tekrar uygulanabilir.

6-      Daha önce enfekte olmuş protezin cerrahisi için uygulanacak profilaksi farklıdır. Profilaksi; Sefazolin + gentamisin +metronidazol veya sefazolin + teikoplanin veya seftriakson 2 g şablonunda uygulanabilir.

7-      Başka bir tıbbi gereksinim yok ise hastanın hastaneye ameliyat günü yatması ve ameliyattan bir gün önce banyo yapılması uygun olur.

8-      Gerekmedikçe tıraş yapılmamalı, kılların alınması gerekiyor ise elektrikli makine veya kıl dökücü krem kullanılmalıdır (jilet tercih edilmez).

9-      Tüm klinik çalışanları ve ameliyat personeli yılda 2 kez taşıyıcılık açısından kontrol edilmelidir. Bu amaçla burun kültürü alınması yeterlidir.

 

b-     Ameliyat esnasında yapılabilecekler (en önemlisi ilk dört faktördür):

1-      Ameliyathane içindeki insan sayısı ve trafiği en aza indirilmelidir. Ameliyat esnasında odaya giriş çıkış yapılmamalı, kapılar kapalı tutulmalıdır.

2-      Yaranın açık kalma süresi: Cerrahi girişim acele edilmeden, telaşsız fakat hızlı bir şekle yapılmalıdır. Uzun süren girişim ile birlikte cerrahi yaranın hava ile temas süresi artmakta, bu da enfeksiyon riskini arttırmaktadır.

3-      Ameliyatı uygulayan personel arasında (steril ve giyinmiş olanlar) konuşma trafiğini en aza indirilmelidir. Cerrahi maske takılsa dahi, konuşma trafiği ile damlacık yayma riski arasında paralellik mevcuttur.

4-      El hijyeni: Ortopedik ameliyatlar majör cerrahi girişimlerdir. Cerrahi eldivenler çift giyilse dahi eldivenin delinmesi sıklıkla gözlenmektedir.  Cerrahi girişim öncesi ekibin usulüne uygun el dezenfektasyonu yapması gerekir.

5-      Protez enfeksiyonunun başlaması için çok az sayıda (10 CFU) bakteri yeterlidir, o yüzden maske, gözlük, uygun cerrahi gömlek (gown) ve çift eldiven kullanılmalı, sakallı olanlar yüz maskesi kullanmalıdır.

6-      Ameliyathanede laminar hava akımının bulunması (bir çeşit ameliyathane havalandırma sistemi): Tartışmalı olmakla birlikte beraberinde akım türüne uygun kıyafetlerin giyilmesinin riski azalttığı belirtilmektedir. Bakterilerin %98’i hava yolu ile bulaşır. Bu nedenle konvansiyonel filtre sistemleri ile protez ameliyatı yapmanın riskli olduğu belirten yayınlar mevcuttur ( ≥5≥m temizler). Laminar sistem 0.3 µm ve daha büyük partiküllerin %99’unu elimine etmektedir. İstenen; ameliyat noktasının 30 cm çevresinde bakteri sayısının 10‘dan az tutulmasıdır. Ancak sitemin hem yatay hem de dikey takılması gereklidir. Aksi taktirde enfeksiyon oluşum riski artabilir. Her sistemde en geç 3 ayda bir partikül sayımı yapılmalıdır.

7-      Hastanın hazırlanması: Cilde antiseptik uygulandıktan sonra (klorhekzidin Salvon) iki dakika süre ile kuruması beklenmelidir. Antisepside klorhekzidin + %70 izopropil alkol tercih edilebilir.

8-      El yıkama suyu yılda 2 kez tahlile gönderilmeli ve bakteri sayısı 200/ml’den az olmalıdır.

 

c-      Ameliyat sonrasında serviste yapılabilecekler:

1-      Hasta kliniğe çıktıktan sonra pansuman yapan kişi her hastada el yıkamalı, tek kullanımlık malzemeler kullanmalı, eldiven kullanımı unutmamalıdır.

2-      MRSA pozitif tanısı alan hastalar ayrı ve tek yatırılmalı, mümkünse bakım personelinin hastalar arası trafiği önlenmelidir.

3-      Enfekte protez değişiminde antibiyotik tedavisi en az 3 aya tamamlanmalı, kontroller 3-6-12 aylık aralıklardan sonra ömür boyu devam etmelidir.

4-      Tüm diş işlemlerinde (kanama olabilecek temizlik dahil), endoskopi, taş girişimi (ESWL), biyopsi (prostat, vs), kateterizasyon (kalıcı idrar sondası vb) öncesinde antibiyotik kullanılmalıdır.  Örnek: 2 g oral /IM/IV amoksisilin (largopen tb, 1g) veya tek doz oral Cipro, Tavanic (1×1 tb)  olabilir.

 

d-     Enfeksiyon tanısı: oldukça zor.

1-      Klinik bulgular: Mekanik nedenlerle veya cerrahi yara iyileşmesi ile açıklanamayan ağrı (istirahatta), ısı artışı (nadir), kızarıklık (nadir), eklemde sıvı birikmesi (nadir).

2-      Sedimantasyon değeri, CRP değeri, lökosit sayısı, direkt grafi bulguları.

3-      Ekleme iğne ile girilerek eklem sıvısı alınması (ponksiyon) ve bunun besi yerine ekilmesi (kültür).

4-      Protezin etrafında yapay bir zar oluşmuş ise bundan alınan parçanın kültürü (membran biyopsisi) daha duyarlı/kesin sonuç verir.

5-      Enfekte olmuş protezin revizyonu yapılıyor ise ameliyatta açılan bölgenin çeşitli yerlerinden 3-4 adet kültür ve gram boya örneği gönderilmesi uygun olur.

6-      Hasta antibiyotik kullanıyorsa kültür negatif kalabilir, antibiyotik kesildikten 14 gün sonra tekrar örnek alınabilir.

7-      Gevşeme mi, enfeksiyon mu? Ayırıcı tanıda 3 fazlı kemik ve lökosit sintigrafisi halen altın standart olarak tanımlanmaktadır.

8-      Pet CT talep edilebilir. Pet-CT (özellikle vertebral osteomyelitte ilk seçenek), protez enfeksiyonlarında da tanısal açıdan çok değerlidir (ama SGK ‘’nedeni bilinmeyen ateş’’ ve ‘’kronik venöz ülser’’tanısında ödeme yapmaktadır).

9-      MR, BT gibi incelemeler istenmese de olur.

 
 “Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”

Karpal Tünel Sendromu

KARPAL TÜNEL

Karpal tünel, elimizdeki kasların çalışmasını ve elimizin hissetmesini üç ayrı sinir sağlamaktadır. Bu sinirler sırası ile radyal, ulnar ve median sinirlerdir. Her sinirin uzandığı hat boyunca basınca (sıkışmaya) duyarlı olduğu bölgeler mevcuttur. Median sinir sıklıkla el bileğinin avuç içine bakan bölgesinde artan basınca (sıkışmaya) maruz kalır. Buna bağlı ortaya çıkan bulgulara karpal tünel sendromu adı verilmektedir.

El bileğinde medyan sinirin içinden geçtiği dar bir tünel mevcuttur. Bu tünele karpal tünel adı verilmektedir. Tünelin tabanını el bileği kemikleri, tavanını ise transvers karpal ligament adı verilen bir bağ oluşturmaktadır (şekil 1). 9 tendon ve median sinir önkoldan ele doğru ilerlerken, el bileğinde bu tünelin içerisinden geçerler. Tünel içerinde basınç artışı veya tünelin daralması median sinirin sıkışmasına neden olur.

1j

(şekil 1)

KARPAL TÜNEL SEBEBİ NEDİR?

Hastaların büyük çoğunluğunda belirli bir neden bulunamaz. Bu hastalarda ana patoloji sinirin altından geçtiği bağın aşırı kalınlaşması ve sinire bası yapmasıdır. Bu duruma idiopatik (sebebi bilinmeyen) karpal tünel sendromu adı verilir.

Bazı durumlarda bağ kalınlığı çok fazla artmasa bile altından geçen median sinir, vücuttaki (sistemik) bir takım alt yapı bozuklukları nedeni ile aşırı hassasiyet gösterir. Diyabet, tiroid bezinin bazı hastalıkları buna örnektir. Bu nedenle diyabet gibi bazı endokrin hastalıklarında karpal tünel sendromu daha sık gözlenmektedir.

Bazen sinirin üzerinden geçen bağın kalınlığının normal olduğu, fakat tünelin içinin aşırı kalabalık olması nedeni ile median sinirin sıkıştığını görürüz (hacim azalması). El bileğini ilgilendiren ve yanlış kaynamış kırıklar, osteoartit (kireçlenme-aşınma) bu duruma örnektir. Gene romatoid artrit (romatizma) hastalığında, tünelden geçen tendonların etrafını çevreleyen dokuda anormal çoğalma (tenosinovit) gözlenir; bu durum tünel içinin kalabalıklaşmasına ve median sinirin sıkışmasına neden olur.

Gebelik ve emzirme döneminde ortaya çıkan hormonal değişiklikler ödem (dokularda su toplanması) ve hacim azalmasına neden olarak karpal tünel sendromu na neden olabilir.

KARPAL TÜNEL’E TANI NASIL KONUR

Karpal tünel sendromunun üç ana bulgusu vardır: Ağrı, karıncalanma ve uyuşma. Karıncalanma ve uyuşma hissi başparmak, işaret parmağı ve orta parmakta hissedilir. Küçük (beşinci) parmakta bulgu gözlenmez. Bulgular genellikle gece ortaya çıkar. Bunun sebebi el bileği bükülü olarak uyumamızdır. El bileğinin bükülü olması karpal tünelde hacmi azaltır ve bulguların artmasına neden olur. Uyuşma karıncalanma hissi genellikle uykudan uyandırır, hasta elin sallama ihtiyacı hisseder. Daha ileri aşamalarda etkilenen kasların güçsüzleşmesi ile beceriksizlik (düğme iliklerken), eşyaların elden düşürülmesi, kavrama gücünde azalma ve başparmak yanındaki kaslarda erime (atrofi) gözlenebilir.

Tanı koyma aşamasında detaylı tıbbi hikâye alınmalıdır. Nadiren de olsa bazı endokrin ve romatizmal hastalıkların ilk bulgusu karpal tünel sendromu olabilir. Bu durumda gerekli laboratuar testleri istenmelidir. El bileğini ilgilendiren artrit benzeri hastalıklarda direkt radyografi istenmesi uygun olabilir. Tanının doğrulanması için genellikle elektromyografi adı verilen bir test istenir. Bu testte sinir iletisinin hızı, sağlığı ve olası diğer sinir sıkışmaları incelenir. Aynı sinir hattı boyunca birden fazla bölgede sıkışma gözlenebilir (double crush=çifte bası). Örnek olarak median sinirin hem el bileğinde hem de boyun bölgesinde (boyun fıtığı) sıkışmasını verebiliriz. Test bir nöroloji veya fizik tedavi uzmanı tarafından yapılır.

KARPAL TÜNEL TEDAVİSİ

Hastalığın erken evresinde karpal tüneldeki basıncın artmasını engelleyecek önlemler alınır. Gece kullanımı için verilen el bilek ateli, bileklerin bükülmesini engelleyerek basıncın artmasını önler. Tıbbi hastalıkları tespit edilen hastaların (diyabet, romatizma v.b) öncelikle uzmanı tarafından tedavisi gerekir. Genellikle erken evrede bu önlemler yeterli olur. Romatizma benzeri durumlarda bölgeye usulüne uygun olarak yapılan kortikosteroid (kortizon) enjeksiyonu (iğne) sinoviti ve ödemi azaltabilir. Bu enjeksiyon gebelikte ve emzirirken de güvenle yapılabilir.

Başarısız olunan hastalarda cerrahi tedavi tek seçenektir. Cerrahi esnasında sinir dokusu üzerinden geçen transvers karpal ligament kesilir ve sinir dokusu dikkatlice korunarak yapışıklardan arındırılır. Bu cerrahi genellikle çok kısa bir kesi ile yapılır (mini insizyon) (şekil 2). Romatizma benzeri özel koşulları olan hastalarda ise cerrahi standart büyük kesi ile yapılmalıdır (şekil 3). Bu kesi, tüm patolojilerin gözlenebilmesi ve sağaltımı için gereklidir (şekil 4)

 

2j
3j
4j
(Şekil 2)
(Şekil 3)
(Şekil 4)

CERRAHİ TEDAVİ NASIL BİR SÜREÇ İZLER, BENİ NELER BEKLİYOR?

Ortopedi veya El Cerrahisi uzmanı muayenesi sonrası röntgen grafisi ve EMG istenebilir. Cerrahi büyük çoğunluğunda günübirlik (hastanede kısa yatış) olarak uygulanır. Genel anestezi uygulanmasına gerek yoktur. Bölgesel (aksiller blok veya RIVA) anestezi uygulaması genellikle yeterli olmaktadır. El cerrahisi uzmanı ile görüşmenizde özel koşullarınızdan bahsetmeniz (kronik hastalıklar, devamlı kullanılan ilaçlar vb) önemlidir. Cerrahi sonrası erken dönemde (ilk 3 gün)soğuk uygulama ve elin kalp seviyesinin üzerinde tutulması ağrı ve zonklamayı azaltacaktır. Erken dönemde el bileğinizin çevresinde bir sargı olacaktır. Sargı genellikle 5-7 gün arasında açılarak yaranın durumu kontrol edilir. Her hangi bir sıkıntı gözlenmiyor ise banyo yapmanız mümkün olacaktır. Bu sürenin sonunda nadiren fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamasına geçilebilir. Gene süreç, uygulanan cerrahi ve bileğinizin durumuna göre değişkenlik gösterse de 3 hafta içinde normal günlük hayata dönüş beklenebilir.

OLASI TERSLİKLER

En önemli terslik, cerrahi uygulanan bölgenin yakınında bulunan ve median sinirden köken alan bir dalın (motor dal) yaralanmasıdır (şekil 5). Ameliyatın büyütme (özel gözlük)altında yapılması önemlidir. Sinirin yaralanması durumunda uzun ve sıkıntılı bir süreç başlar.

Bir diğer olası terslik ligamentin (kılıfın) yetersiz açılmasıdır. Bu durumda cerrahi sürecin tekrarlanması gerekir. Cerrahi yara bölgesinde doku yapışıklığı nedeni ile parmak hareketlerinde kısıtlılık, kronik ağrı (RSD), beklenen sonuçların geç veya hiç alınamaması akla ilk gelen tersliklerdir.

 

5j
6j
(Şekil 5)
(Şeklil 6)

Karpal Tünel Sendromu

 “Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”

EN SON YAZILAR

İLGİ ÇEKENLER